3 Şubat 2017 Cuma

Tanpınar'ın "Mahur Beste"si: Kısa Bir Tanıtım

Bu ay, hem Türk edebiyatında hem birçok edebiyat sever okurun hayatında çok önemli bir yere sahip bir yazarın romanından bahsetmek istiyorum. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın romanlarından biri olan Mahur Beste'yi geçen haftalarda yeniden okuma fırsatı buldum. Zaten yazarın sayıca az olan romanlarından, özellikle üç tanesi muhteva itibariyle birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Bu romanların yayımlama sırası Huzur, Sahnenin Dışındakiler ve Mahur Beste biçiminde olsa da içerik olarak tam tersi bir kronolojik zincir söz konusudur. Zaten Huzur ve Sahnenin Dışındakiler romanlarını okumuş olanlar, bu romanlardaki "Mahur Beste" temasının hakimiyetine şahit olmuşlardır. Mahur Beste, acı bir aşk hikâyesinin klasik musiki kalıplarıyla soyutlanmasıdır. Tanpınar'a göre klasik musiki medeniyetimizin çok köklü ve bizden ayrılmaz bir parçasıdır. (Bu anlayışın oluşumunda, Tanpınar'ın Yahya Kemal'in öğrencisi olduğu gerçeği önemli bir rol oynar)
Tanpınar'ın hemen hemen bütün eserlerinde görülen "medeniyet" meselesi bu romanda da kendine yer bulur. Romanda modernleşmeyle beraber toplum hayatımızın/medeniyetimizin nasıl bir dönüşüm geçirdiği ve bu değişimin yansımaları yazarın güçlü karakterleriyle okuyucuya aktarılır. 
Tanpınar, romanın girişinde eserini, "Eyyubî Bekir Ağa'nın ruhuna ithaf" eder. Roman ilk yayımlandığında yedi bölümden müteşekkil idi ve romanın sonu belirsiz bir biçimde getirilmişti. Bu eleştirilerden sonra Tanpınar, romana ek mahiyetinde bir mektup yayımlamış ve kendince romanı bir sonuca bağlamıştır. (Mahur Beste Hakkında Behçet Bey'e Mektup) Ayrıca roman önce tefrika halinde yayımlanmış ardından kitap biçimine getirimiştir. Bu yüzden tefrika ve kitap basımı arasında bazı küçük farklılıklar mevcuttur. 
Roman, Huzur ve Sahnenin Dışındakiler'de bahsedilen, Behçet Beyefendi üzerinedir. Behçet Bey'in yalnız yaşamı, kendi düzeni içinde yaşamaya olan alışkanlığının geçmişi aydınlatılır. Behçet Bey'in zevcesi Atiye Hanımefendi ile nasıl evlendikleri, Mahur Beste'nin yaşamlarındaki etkisi, Atiye Hanımefendi'nin ölümü ve Behçet Beyefendi'nin yıkımı gibi konuların işlendiği roman Behçet Beyefendi'nin hayatına giren daha pek çok kişinin detaylı portreleriyle renklendirilmiştir. Behçet Bey'in karakteriyle tamamen zıt babası İsmail Molla Bey, onun eski arkadaşlarından Behçet Bey'in de kayınpederi olmak zorunda kalmış Ata Molla Bey ve hatta romanda işlenen döneme damgasını vurmuş bir isim, Behçet Bey ile Atiye Hanım'ın evliliklerine hüküm veren II. Abdülhamid romanda kendisine yer edinen karakterlerdendir.
Tanpınar'ın bütün eserlerinde kendine yer edinen bazı semboller vardır. Zaman, ayna, saat gibi birbiriyle ilişkili ve "mazi" yi hatırlatan, psikolojik bu unsurlar elbette bu romanda da kendine yer edinmiştir. Bahçet Bey'in saatlere olan düşkünlüğü, eski aynaları hem sevip hem onlardan ürkmesi gibi kişilik özellikleri bir tesadüf değildir. Mahur Beste'nin esas hikâyesi ise bambaşkadır. Mahur Beste, Atiye'nin küçük eniştesi Lutfullah Bey'in babası Talât Bey'in eseriydi. Bir çarkçı yüzbaşısı olan Talât Bey, bu eserini karısı kendisini bıraktıktan sonra yazmıştı.(s.69) Hülasa çok geniş bir devrin, sosyal ve siyasal meselelerini güçlü kişileri vasıtasıyla gözler önüne seren yazar, zevkle okunan bir eser vücuda getirmiş olsa da belli bu eserini kendi zihninde tamamlamış değildi. Bu yüzden Behçet Bey'in hikâyesi başkalarıyla birlikte genişledikçe genişler ama belli bir kapanışla sona ermez. 
Eserin Künyesi
Ahmet Hamdi Tanpınar, Mahur Beste, Dergâh Yayınları, 11. Baskı, İstanbul 2013. (162 sayfa)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

YERALTI

YERALTINDAN NOTLAR HAKKINDA                        GİRİŞ             Romanın ortaya çıkışı Avrupa’nın Rönesans’la yaşadığı bü...